24 Mart 2018
Yorum yok Duyurular Ozcan Gungor

23-25 Mart 2018 tarihlerinde gerçekleşecek 2.Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi için Kudüs’teyiz. Kongre’ye katılmak için İstanbul’tan perşembe akşamı Kudüs’e uçuyoruz. Önce Telaviv’e iniyoruz. Güvenlik noktasından sıkıntı olmadan geçtik. Bazı arkadaşlarımızı güvenlik noktasında uzun süre beklettiler. İsrail, ülkeye giriş yapan herkesi titiz bir şekilde araştırıyor. Hatta sıra bana geldiğinde İsrail polisi önündeki ekrana uzun süre baktı. Şahsımla ilgili bilgileri gördükçe mimikleri değiştikçe değişti. Sonunda geçmem için işaret etti.
Bizi bekleyen araçla kalacağımız otele geçiyoruz. Rehberimiz Filistin’i anlatmaya başladı. Şu ifade dikkat çekiciydi:”Değerli misafirler, vizeyle giriş yaptığımız bir yerde dikkatli olmalıyız. Filistin’i kurtaracağız; ancak o gün, bugün olmasın!”
Bu uyarı beni çok düşündürdü. Evet, vizeyle giriş yaptığımız mübarek beldeler ne yazık ki esaret altında ve işgal edilmişti.
Rehberimiz,binlerce yıllık tarihten, inançtan ve kültürden bahisle dinlerin beşiği olan Kudüs’ü anlattıkça anlatıyor. Hayıflanıyoruz, üzülüyoruz ve derin düşüncelere dalıyoruz. İsrail’in gücü, binlerce yıllık beklentisi ve iddiası…
Bunları duymak istemiyoruz, sinirleniyoruz. Rehberi ikaz bile ediyoruz. Gerçekler bize çok ama çok acı geliyordu.
Havalimanından itibaren güzergâh boyunca şehri, yolları, arabaları gözlemliyorum. Gelişmişlik göze çarpıyor. İşte bunun tek bir sebebi var: Bir iddia ve çalışkanlık.
Müslümanların kaldığı muhitlerdeki bakımsızlık dikkatimizden kaçmıyor. Bizler kendi içimizdeki çekişmelerle enerjimizi harcarken, dünyanın neresinde olursa olsun her bir Yahudi, fikir birliği içinde ve Kudüs’ü sahiplenmek için çalışıyordu.
Cuma günü sabah namazı için Mescid-i Aksa’ya gidiyoruz. Uzunca bir seyahatten sonra namaz için uyandığımda yorgunluğumun yerini hafiflemiş bir beden ve huzur dolu bir kalp almıştı. Yürüyerek Mescid-i Aksa’ya varıyoruz. Çoluk çocuk, genç yaşlı her yaştan insanın toplandığı lahzada rahmet rüzgârları kutsal mekânın nurunu yüzümüze vuruyordu.Sabah namazı vakti henüz girmemişti. Teheccüt için kıyamdayız. Dua ve umut kapısındayız.
Sonra sabah namazını eda ediyoruz. Kıble bir, peygamber bir, kitap bir;birlik içinde dirlik, dirlik içinde huzura varış. Göğün gönlümüze;alnımızın secdeye eğildiği kutsal mekânda duamızı yapıyoruz. Kaplerimizin muhabbet, aklımızın hikmetle buluşmasını niyaz ediyoruz. Dua listeme bakıyorum. İsim isim dua ediyorum.
Namaz çıkışı Kudüslü kardeşlerimizin çay ve kurabiye ikramı başka bir süruru yaşatıyor bize. Ruhum ezelden Kudüslü imiş de yeni idrak ediyordum sanki. Ruhum ve bedenim birbirini kucaklıyordu. Kanatlanıp uçuyoruz derûnî âlemlere.
Cuma namazı için tekrar geleceğimiz Mescid-i Aksa’ya şimdilik veda ediyoruz.
“II. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi”nin Kudüs’te yapılması fikrinin sahibi ve Kongre Başkanı olan Prof. Dr. Mehmet Dursun Erdem, Kudüs’ün mevcut durumunun kendilerini ziyadesiyle üzdüğünü, tarih ve medeniyetin başlangıç şehrinin kaderine terk edilemeyeceğini,Müslümanlar olarak yapılacak bilimsel çalışmalarla buranın daima canlı tutulması ve hatırlanması gerektiğini vurguluyor. Bu gaye ile yola çıktıklarını ve herkesi Kudüs’e davet ettiklerini ifade eden Prof.Dr. Mehmet Dursun Erdem’e ve Gazi Üniversitesi Rektörlüğüne teşekkür ediyoruz. Beş yüz civarında bilim insanı dil ve edebiyat,felsefe,sanat, mimarî ve temel bilimlerde yüzlerce bildiri sunuyor.
Kongre vesilesiyle bulunduğumuz Kudüs’ün bizi insanlık tarihine, peygamberler diyârına,dinin özü olan sevgi, merhamet, selamet ve adalete çağırdığını zerrelerimizde hissediyoruz.
Bize Hz. İsa’nın yalnızlığı ve çilesi, Hz. Ömer’in fethi, Selman-ı Farisî’nin dünyadan vazgeçen gönlü,Selahaddin’in rüyası, Sultan Abdülhamid’in vefası lazım olduğunu hatırlatıyor Kudüs.
Kudüs huzurlu ise dünya huzurludur. Kudüs’ü bir kez ziyaret ettiyseniz, artık siz de Kudüslüsünüz!

    BY Ozcan Gungor

    About | Hakkında:
    6. ULUSLARARASI SOSYAL BİLİMLER KONGRESİ
    Kurum/Bölüm | Institution/Department :
    USOS

    Leave A Comment / Yorum Yap